31 Mayıs 2010 Pazartesi

The Rock ve hazır cevap kız




Yorum yok .Kızın hazır cevapları muhteşem.





Necip Fazıl Kısakürek - Yağmur

bu yağmur, bu yağmur, bu kıldan ince,
nefesten yumuşak, yağan bu yağmur..
bu yağmur, bu yağmur, bir gün dinince,
aynalar yüzümü tanımaz olur.

bu yağmur, kanımı boğan bir iplik,
tenimde acısız yatan bir bıçak,
bu yağmur, yerde taş ve bende kemik,
dayandıkça çisil çisil yağacak.

bu yağmur, delilik vehminden üstün,
karanlık, kovulmaz düşüncelerden.
cinlerin beynimde yaptığı düğün

sulardan, seslerden ve gecelerden...


N.F.K.

28 Mayıs 2010 Cuma

En seksi 50 Porno Yıldızı

İşte bir ankete göre tüm zamanların en seksi 50 porno yıldızı. Siteye gitme için buraya yada aşağıdaki linke tıklayın..

http://best.complex.com/lists/The-50-Prettiest-Porn-Stars-of-All-Time

Siteye gitmeden bazı güzellere burada bakmak istersiniz diye düşündüm ve  top 10'dan şu güzelleri günlüğe ekledim...


















23 Mayıs 2010 Pazar

Crazy Heart



jeff bridges'in oldukça başarılı oyunculuğu ve arkasına aldığı country rüzgarı ile beni benden alan filmdir.nedense fevkalade sevmekteyim bu tarz çöküş filmlerini. bir zamanların ünlü yıldızlarının sönmeleri ve daha sonraki sefil yaşamları the wrestler ile de hoşuma gitmişti. bu sefer eski güzel günlerini mumla arayan ise country şarkıcısı bad blake.

`

--- spoiler ---

bad blake umursamaz bir karakter.abd'nin güneyini dolaştığı ve sadece küçük kasaba barlarında çıkabildiği turnesini umursamıyor, geleceğini umursamıyor. geçmişte yaşıyor adeta, tommy sweet isimli yakışıklı çocuğu adam ettiği ve onunla albüm yapıp milyonlar satabildiği günlerde. 4 yasından beri görmediği bir oğlu, üstesinden gelemediği bir alkol bağımlılığı ve pekte işe yaramayan bir menajerinden başka fazla bir şeyi yok hayatta.işte o sıralarda, kendine yeniden toparlanma gücü veren bir kadınla tanışıyor. bu genç ve acar gazeteciye tutuluyor ihtiyar delikanlı, deli yürek.

fakat kendini toparlaması için önce alkolü aradan çıkarması gerekiyor bad blake'in.jean ile ilişkisini alkol bağımlılığı mahvediyor ve blake, çılgın kalbini yüklenip tekrar harekete geçmesi için gereken ilhamı bu ayrılıktan alıyor. ülkenin en ünlü country şarkıcısı tommy sweet'e en güzel şarkı sözlerini ve besteleri satıyor, alkol bağımlılığından kurtuluyor vs.

bu açıdan bakınca blake'in kazandığını mı yoksa kaybettiğini mi düşünmek yerinde olacak bilemedim. istediği iki şey jean ile beraber olabilmek ve tekrar -tommy sweet ile- milyonlar satacak albümlere imza atabilmek. esasında her ikisini de elde edemiyor blake, ne jean ile ilişkisi yolunda gidiyor, ne de tekrar sahne ışıkları eskisi kadar görkemli parlıyor onun için. hatta üçüncü isteği olan oğlu ile görüşebilme şansını da elde edemiyor. fakat her nedense filmin sonunda muhteşem bir manzara eşliğinde tommy sweet onun son bestesini dinleyicilere icra ederken herhangi bir rahatsızlık görmüyoruz bad blake'te. gayet geniş tavırlar ile çekini cebe indiriyor, şapkasını takıyor ve şarkının sonunu bile dinlemeden ayrılıyor oradan.

öte yandan baktığımızda alkol sorununu halletmiş, "ayık" gezen bir adam filmin sonunda blake. houston'daki mütevazi evinde sağlam bir ilham ile seri olarak şarkı besteleyip satabilen, kendine yetebilen bir adam. artık durulmuş bir deli yürek.`

--- spoiler ---

filmin müzikleri tek kelime ile muhteşem. fazla country müzik hayranı olmasamda şarkı sözleri ve performanslar harika.şehirler ve kasabalar değiştikçe, blake'ın arkasında çalan grupların enstrümanlarını kullanma tarzları, farklı marka ekipmanları ve stilleri filme pek hoş bir detay katmış.ryan bingham'ın filmde acemi bir yerel müzisyen olarak gözükmesi ve blake'ı prova yapmaya ikna etme çabası da gülümseten bir detaydı.

bridges filmi genelde tek başına götürüyor.ama gyllenhaal ve çocuk oyuncu da hiç fena değillerdi hani. güneyin bunaltıcı ve sıcak havasının yansıtıldığı crazy heart, birazda yol filmi aslında. blake ve 78 model -amerikan- arabası bess ve sadık dost fender'in bir sonraki ucuz barı aradıkları güzel bir yol filmi hemde.filmin muhteşem şarkısı weary kind ile noktalayalım sözlerimizi.







15 Mayıs 2010 Cumartesi

Japonlar ve Level 80 Cleric




                                                     Bu Japonlar'a diyecek söz yok....

2 Mayıs 2010 Pazar

Boynu bükük küheylan

biz dogdugumuzda da boyleydik
sari sari saclarimiz yoktu gunesle selamlasacak
hep bir keder vardi yuregimizde sevincimizle kardes
ve caddemizden gecerdi bir boynu bukuk kuheylen
hafiften bir sis olurdu sabahlar
ve arkasinda mahallenin cocuklari
kimseyle istigal etmeden yoluna koyulurdu usulca
ve kimseye belli etmeden kederini
otururduk bahcemizde demli cayin dumaniyla
bir de gunes olurdu arkasinda parlayan
bakamazdik kederle bukulmus boynuna
bakamazdik gozlerinin icine
bir garip yururdu yolda
bir garipti boynu bukuk kuheylen
kimse bilmezdi kimi kimsesi var mi
kimse bilmezdi yolunu
bilmedik neden burda oldugunu
biz dogdugumuzda da boyleydik
boynu bukuk kuheylen misali
kimse bilmezdi kim oldugumuzu
aksamlari gunes geri giderken evine
kuheylan da geri gelirdi mahallemize
kimsenin bilmedigi yerlerden
ne yer ne icerdi bilmezdik
alismisti gozlerimiz onu gormeye
her sabahinda ve aksaminda gunun
alismisti gozlerimiz

boynu bukuk kuheylana


http://sourtimes.org'dan  sarenalaja'nın şiiri.